Cumartesi, Aralık 24, 2011

BBT FAN KULUBU



Bhakti Yoga yolunu takip etmeye başladığımdan beri Şrila Prabhupada'nın tüm kitaplarını kendi ana dilim Türkçe okumak en büyük hayallerimden birisi olmuştu hep. Hayallerim gerçek oluyor. Şrila Prabhupada'nın kitapları birer birer Türkçe'ye çevriliyor ve yakında yayım evlerinin raflarında dünya üzerinde birçok insanın hayatını değiştiren çok özel kitaplar yer alacak. Türk okuyucunun Şrila Prabhupada eserleri ile tanışmasını beni fazlasıyla heyecanlandırıyor. BBT Türkiye üyelerinden birisi olarak küçük ama samimi ekibimizle çalışmalarımıza tüm hızımızla devam ediyoruz. Bir yandan da çeviri çalışmalarımızı herkesle paylaşmak istiyoruz. Bu amaçla BBT Türkiye Fan Kulübü isimli bir Yahoo Grubu oluşturduk. Vedik felsefe - Vaişnavizm ve Bhakti Yoga meraklıları bu gruba üye olarak BBT yayınlarını kısa kısa da olsa takip edebilirler. Grup web sitesi:

http://tech.groups.yahoo.com/group/bbtfanklubu/



Grup açıklamasında şunu göreceksiniz:

1972 yılında Şri Şrimad Bhaktivedanta Swami Prabhupada tarafından kurulan The Bhaktivedanta Book Trust (BBT) Vaişnava metinleri, destanları, Bahkti yoga kültürü ve felsefesinin dünya üzerindeki en büyük yayımcı kuruluşudur. BBT, özellikle Gaudiya-Vaişnava geleneğinde çalışmalar üzerinde durur.
BBT yayınları altmıştan fazla dilde mevcuttur ve kitaplar bu geleneksel metinleri açıklar. Ayrıca, MP3, CD, VCD, DVD ve multimedya sunumlara da ulaşmanız mümkündür. 
BBT yayınları içinde özet ölçekteki giriş kitapları ve kısa Sanskritçe özet çalışmaları elde edebilirken, Sanskritçe ve Bengalce yazılmış çok derin, destansı ve çoklu ciltli yorumlu çevirileri de bulabilirsiniz. 
BBT, Bhagavad-gita, Şrimad-Bhagavatam, Isopanişad, Narada-bhakti-sutra ve (Gaudiya adanma geleneğinden) Şri Chaitanya-charitamrita ve diğer birçok kitapları yayımlar. 
BBT yayım ailesi içinde Back to Godhead dergisi, Bhaktivedanta Arşivleri, Special Projects, Krishna.com ve Friends of the BBT’yi de bulabilirsiniz. 
Bu grupta amacımız Vedik Felsefesi ve Vedalara ilgi duyan ve felsefeyi özümseyerek takip eden kimselerle, bu kadim bilgileri BBT Türkiye aracılığı ile kendi ana dilimizde paylaşmaktır. 



BBT Türkiye ki Jaya!
Şrila Prabhupada ki Jaya! 


Sevgiler,
Nrsimha Krsna das (Serhat) 

Salı, Aralık 13, 2011

Tek ihtiyacımız olan şey, AŞK!



Geçtiğimiz günlerde Ermenistan'dan bir arkadaşımla yazışıyordum. Bana çok hoş bir hikaye gönderdi ve bende sizlerle paylaşmak istedim. Bu Japonya’da meydana gelen gerçek bir olaydır. 
Evini yenilemek isteyen şahıs duvarları kırar ve içlerini açar. Japon evlerininin odun duvarları arasında genel olarak bir boşluk vardır. Duvarlar yıkılırken arada sıkışan bir kertenkele görür. Kertenkele hareket edememktedir çünkü dışarıdan çakılan bir çivi tam ayağına isabet etmiş ve kertenkelenin bacağı duvara çivilenmiştir. Bunu gören adam çok üzülür ve aynı zamanda da meraka kapılır. Çünkü çiviyi kontrol ettiğinde anlar ki bu çivi on yıl önce bu ev inşa edildiğinde çakılmıştır. Ne olmuştu peki?
Kertenkele bu şekilde 10 yıl boyunca hayatta kalmıştı. Karanlık bir yerde 10 yıl boyunca hareketsiz! Bu imkansız ve hayretler içinde bırakan bir durumdu. On yıl boyunca ayağı çivilendiği için bir adım bile atamadan hareketsiz kalmak! 
Yaptığı işe ara veren adam kertenkeleyi gözlemlemeye başlamış. Ne yapıyor, nasıl yemek yiyor öğrenmek istemiş. Sonrasında, nereden geldiğini anlamadığı bir başka kertenkele ağzında yiyecekle diğerinin yanında belirmiş. Ah! İşte adam o anda dona kalmıştı. 
Ayağı çivilenen kertenkeleye on yıl boyunca bir diğer kertenkele bakmıştı! Düşünebiliyor musunuz? Diğer kertenkele partnerinden bir gün bile umudunu kesmeyerek on yıl boyunca bunu yapıyordu. 

Hayal edermisiniz, siz bunu eşinize yapar mıydınız? 
Ya da aynı şeyi size dokuz uzun ay boyunca karnında taşıyan anneniz için yapar mıydınız? En azından babanız, kardeşiniz, dostunuz veya iş arkadaşınız, vs? Böylesi küçük bir yaratığın yaptığı fakat müthiş bir zeka sahibi muhteşem insanın yapamadığı bir şey!!! Bilgi ve teknoloji çağı ilerledikçe bizlerin bilgiyle bağlantısı daha da hızlanmakta fakat bu bizi insanlardan uzaklaştırmaktdır. Lütfen size sevenleri boşlamayın!!! 
Size gerçekten ihtiyaçları olduklarında onlara asla meşgulum demeyin… Bütün dünyaya sahip olabilirsiniz , fakat onların tek dünyası sizsiznizdir belki…

Bir anlık boşlama sizi çok seven bu kalbi kırabilir. Bir şeyler söylemeden önce şunu hatırlayın. Kalbi bir anda kırabilirsiniz ama kazanmak bir hayat boyu sürebilir. 
Yaşamak için kalbinizi, hayatta kalmak için beyninizi kullanın. O zaman hayatınız sevgi, eğlence ve mutluluk dolu bir cennete dönüşür. "Sevgi bütün nehirleri başlangıçlarının neresi olduğu sorgulamadan kabul ettiği bir okyanustur." Çok sevdiğim bir sözle son vermek isterim. 

Tek ihtiyacınız olan şey AŞK! George Harrison…
Hare Krişna!
Nrsimha Krişna das

Cumartesi, Ekim 29, 2011

Baharat Çayı Tarifi


Son günlerdeki hava değişimi ve grip salgını söylentileri... Bu çayı soğuk sonbahar ve kış aylarında ve mevsim dönümlerinde hasta olmasanız bile içmenizde fayda vardır zira bağışıklık sisteminizin kuvvetlenmesini sağlayacaktır.

Malzemeler :

1 Litre su
2 çay kaşığı tane karanfil
2 çay kaşığı dövülmüş tarçın çubuğu
1 çay kaşığı rendelenmiş taze zencefil
1 çay kaşığı kakule tohumu
1 çay kaşığı rezene
1 limonun suyu
2 çorba kaşığı esmer şeker 

Hazırlanışı:

Şeker ve limon suyu hariç bütün malzemeleri uygun bir kaba koyup kaynatın. Su kaynayınca ateşin altını kısın ve kısık ateşte beş dakika daha kaynatın. Sonra ateşten alarak bir süzgeç yardımıyla elde ettiğiniz çayı süzün. Limon suyu ve şekeri de ekleyerek güzelce karıştırın. Çayımızın daha etkili ve lezzetli olması için sunumdan önce mutlaka maha mantramızı tekrarlıyoruz. Hare Krişna Hare Krişna Krişna Krişna Hare Hare, Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hare Hare.


Sıcak servis ediyoruz. Afiyet olsun.


Sevgilerimle, 
Nrsimha Krişna das (Serhat) 

Salı, Ekim 18, 2011

Pozitif Bakış



Kadının birisi sabah kalkar ve aynaya baktığında kafasında sadece üç tel saçının kaldığını görür. ‘Pekala, sanırım bugün saçımı öreceğim’ der. Öyle de yapar ve harika bir gün geçirir.

Ertesi gün uyandığında aynada sadece iki tel saçı kaldığını görür. ‘Hımm, sanırım buün saçımı ortadan ikiye ayıracağım’ der. Dediğini yapar ve muhteşem bir gün geçirir.

Bir sonraki gün uyandığında ise aynada sadece tek tel saçı kaldığını görür. ‘Tamam, bugün at kuyruğu yapacağım’ der ve eğlenceli bir gün daha geçirir.

Ertesi sabah uyandığında aynada tek bir tel bile saçı kalmadığını görür. ‘Oh be, bugün saçımı taramak zorunda kalmayacağım!’ diye haykırır.

Hayat fırtınanın dinmesini beklemek değildir...

Hare Krişna!  
Nrsimha Krişna das (Serhat) 

Perşembe, Ekim 13, 2011

Sağlıklı Olmayı Etkileyen Faktörler


Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir yazıdaki bilgileri sizlerle paylaşmak istedim. Sağlıklı kalmak için doğa ile uyum içinde yaşamalıyız. Bu sebeple bedenlerimizdeki elementelerin doğal dengesini bozmamalıyız. Bu yaşam sanatını uygulamak için kişi önce kendisini anlamalıdır. Ayurvedaya göre her bir bireyin farklı bir yapısı vardır. Kendi kişisel Ayurvedik yapınızı öğrendikten sonra beslenmenizi, yaşam tarzınızı ve günlük aktivitelerinizi buna göre ayarlayabilirsiniz. Sağlınızı korumak ve hastalıkları tedavi etmek için kişisel yapınızı bilmek çok önemlidir.

Genellikle yapımıza tamamen zıt bir şekiklde besleniyor ya da hareket ediyoruz. Bu da bedenimizde bir dengesizlik yaratarak hastalıklara sebep oluyor.

Daha açıkça ifade edersem, sağlıklı kalmakta öenmli olan yiyeceklerle ilgili bir kaç önemli faktör vardır. Bunları yiyecek çeşitleri, öğünler arasındaki boşluklar, uyumsuz farklı yiyeceklerin birbirine karıştırılması, temizlik, uygun yemek yeme ve kişinin sindirim gücüne göre yemesi vb. şeklinde sıralayabiliriz.

Yiyecekle ilgili sağlıklı kalmayı etkileyen faktörler aşağıdaki gibidir:

* Yiyecek taze, iyi pişmiş (genel olarak), ılık, lezzetli ve sindirimi kolay olmalıdır.

* İki öğün arasında en az dört saat olmalıdır.

* Bir öğünde çok fazla yiyecek seçeneği olmamalı. Seçilen yiyeceklerin bir birine uyumsuz olmamasına dikkat edilmelidir. Örneğin, yogurt ve süt ya da dondurma ve sıcak içecek aynı öğünde birlikte tüketilmemelidir.

* Eğer yemekten sonra yorgun hissediyor ya da midenizde bir ağırlık varsa, bu uygunsuz bir yemek olduğunun belirtisidir. Sindirim gücünüze göre yiyin.

* Televizyon seyrederken veya kitap okurken yemeyin. Sakin ve hoş bir atmosferde yemek yiyin.

* Yemek çok hızlı veya çok yavaş yenmemelidir. Yiyecekleri güzelce çiğneyin.

* Meyve ana yemekle karıştırılmamalıdır. Meyveleri ya bir öğün olarak ya da iki öğün arasında tüketin.

* Yemekten bir saat önce veya sonra su içmeyin. Su ya da diğer içecekler yemek ile birlikte az miktarda içilebilir.

Uygun düzenlenmiş uyku sağlıklı kalmak için ayrıca çok önemlidir. ‘Erken yatıp, erken kalkmak’ çok değerli bir uygulamadır. Geceyaerısından önce uyumak, sonrasında uyumaktan iki kat daha etkilidir. Normal bir insan için genellikle 6 saat uyku yeterlidir. Yeterinden fazla uyumak hastalıklara sebep olur.

Kişinin yapısına göre yapılan düzenli egsersizler de sağlık için çok faydalıdır. Yoga en iyi egsersiz olarak önerilir çünkü tüm açılardan (fiziksel, zihinsel ve ruhsal) sağlımıza iyi gelir. Yoga ve Ayurveda el eledir. Bu iki bilimin amacı sağlıklı bir bedensel kondisyon ile kişiyi kurtuluşa eriştirmek veya Tanrı bilinci ile kurtuluşa daha kolay ulaştırmaktır.

Uygulamaya geçirmeniz dileği ile.. 
Nrsimha Krsna das (Serhat) 

Cumartesi, Temmuz 30, 2011

Bhagavad Gita


Bhagavad-gita. Bir kitaba benziyor. Evet, aslında bir kitap, fakat icerisinde…

Bhagavad-gita  bundan beş bin yıl önce bir savaş alanında Krişna ve Arjuna arasında gecen konuşmalar mı? Peki öyleyse bizimle ne ilgisi var? Onlar ne konuştular ki?
Arjuna’nın bir problemi vardı. Savaşa hazırlanıyordu ve son anda, ordular savaş alanına geldiğinde artık savaşmamaya karar vermişti.
Diğer tarafta akrabaları vardı. Arkadaşları vardı. Öğretmenleri vardı. Büyük babası oradaydi. Bir anda ölümüne savaşmak fikri Arjuna’nın en son istediği şey olmuştu:
"Öldürmek doğru değil. Burada olması gereken bu değil. Buradan uzaklasmalıyım ya da onların beni öldurmesine izin vermeliyim. . ."
Kulağa hoş geliyor. Arjuna barışçı bir kişiydi. Kimseye zarar vemek istemiyordu. Fakat arkadaşı Krişna’nin tamamıyla farklı bir bakış açısı vardı.
Şöyle dedi, "Arjuna, her şeyden önce sen bu beden degilsin. Ruh ve beden farklıdır. Ruhu öldüremezsin. Buradaki hiç kimsenin var oluşları sona ermeyecek. Ne sen, ne ben, ne de tüm bu savaşçılar. . .

"Aynı zamanda buradaki herkesin ölümü benim planım: en azından geçici bedenlerinin sonu geldi ve ben bunu zaten ayarladım. Zaten olmuş bir sey bu.
Tek yapman gereken bu olayda bir araç olmak."
Sonrasında Krişna, Arjuna’ya her şeyi açıklar. Ama gerçekten her şeyi! Ruhun doğasını. Ruhun bedenden nasıl farklı olduğunu. Bütün bu ebedi ruhların geçici bedenlerden gelip geçtiğini. Bu dünyada ne yapmamız gerektiğini. Burada sonsuza kadar kalıp, kalmayacağımızı.Tanrı’nın kim olduğunu ve bütün bunlar hakkında ne dediğini…
Bhagavad-gita, edebi olarak, Tanrı’nın ezgisi demektir. Krishna bunu olduğu gibi söyler. Her zaman konuyla ilgilidir. Sorularınız, en azından gerçekten felsefik açıdan iyi olan sorularınız var mı? Bhagavad-gita’nın tüm bu sorularınıza verecek gerçekten sağlam felsefik cevapları vardır.
Bhagavad-gita, Özgün Haliyle A.C. Bahktivedanta Swami Prabhupada çevirisi ve yorumlarıyla Türkçemizde de mevcut bir kitap. Her pazar günü 18.30’da Govinda Istanbul’da (www.govindaistanbul.com) bir bölüm okuyarak üzerine konuşuyoruz. Bu konu ilginizi çekiyor ise kaçırılmayacak bir fırsat!
Bir kitaba benziyor ama çok daha fazlasını ifade ediyor. Aslında tümüyle bir yaşam tarzı…

Pazar, Temmuz 03, 2011

Tatli Heyecan - Ratha Yatra Festivali


Önümüzdeki hafta Budapeşte'ye Ratha Yatra Festivali'ne gidiyorum. Oradan da Krişna Vadisi'ni ziyaret edeceğim. Aslında Macaristan'a gidişimin bir başka nedeni de var fakat henüz sonuçlanmadığı için henüz paylaşmıyorum. Döndüğümde sürprizim olabilir.   Ratha Yatra Festivali Vaişnava geleneğindeki en renkli festivallerden bir tanesidir. Jagannath, Baladeva ve Subadhra Murtileri mebedden çıkarak şehirde tura çıkarlar. :) Bu festivalin aslı her yıl Puri'de binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşir. Şrila Prabhupada sayesinde bu festival sadece Hindistan'da değil, ISKCON organizasyonu ile tüm dünyada gerçekleşmektedir. Belli mi olur günün birinde belki Türkiye'de de tanık oluruz bu festivale. Çok renkli gözüken bu festivalin ayrıca çok derin de felsefi anlamı vardır. Bunu da sizinle paylaşmak isterim. 

             
Ratha-yatra’nın Gizli Anlamı
Zamanında Rab Krişna bir kral olmasına rağmen, çocukluğunu Vrindavan köyünde geçirdi. Orada çoban erkek ve kız çocuklarla oyunlar oynadı ve hepsinin içinde Radharani en sevdiğiydi. Krişna Dvaraka kralı olmak üzere Vrindavan’ı terk ettiğinde, Shrimati Radharani’nin kederinin evrende bir benzeri yoktu. Asla bir gün Ona döneceği umudundan vazgeçmedi. Bu şekilde, vipralambha-bhava veya “ayrılıkta aşkın ruh hali” olarak bilinen çok özel transandantal özlemin keyfine vardı.
Bir keresinde Krişna kralken, kuzey merkezi Hindistan’da kutsal bir yer olan Kurukshetra’nın ücra bir köşesinde, Radharani ve arkadaşlarına rastladı. Ama Radharani, Krişna’yı tüm zenginlik ve ihtişamıyla kraliyet giysileriyle görünce, Onu bir zamanlar tanıdığı sade çoban çocuk olarak görmeyi arzuladı. Onu Vrindavan’a geri götürmeyi istedi. 
Bu, Krişna’yı Vrindavan’ın yakınlığına geri götürme arzusunun oluşturduğu ruh hali, Ratha-yatra festivalinin mahrem temasıdır. Adananlar Ratha-yatra arabalarının uzun dayanıklı iplerini çekerken, Krişna’yı Vrindavan topraklarına, kalplerine geri çekmektedirler.Radha ve Krişna, Chaitanya Mahaprabhu olarak bedenlendiler ve bu şekilde onun bedeninde tekrar birleştiler. Buna karşın Jagannath Puri’de geçirdiği son yıllarında, Rab Chaitanya Radharani’nin ruh halini ortaya koydu ve Radha ve Krişna’nın ayrılığının oluşturduğu ilahi trajedi için sonsuz kedere boğuldu.
Her yıl Jagannath Puri’de, Rab Chaitanya Ratha-yatra festivalini, Radharani’nin Krişna’yı Vrindavan’ın sade kırsal atmosferine geri çekme ruh haliyle yaşadı. Mahaprabhu, bu ayrılık duygusunun gerçekte Krişna’nın varlığına ve nihai olarak en yüksek mutluluğa yol açtığını öğretti. Bu Ratha-yatra’nın gizli anlamıdır.



Şri Jagannath, Baladeva, Subadhra ki Jaya! 
Şrila Prabhupada ki Jaya! 

Sevgilerimle,

Salı, Haziran 21, 2011

Elmalı Çatni Tarifi

Bugün sizlerle Hint mutfağından çok sevdiğim bir tarif paylaşmak istedim.  

Bu mesajı okuyanlardan bazılarınızın çatni de nedir diye soranlarınız olacağını bildiğimden bu yan tabak hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Çatni çeşitleri ana yemeklere lezzet verir ve canlı renkleriyle sofraları canlandırır. Çatni pişmiş ya da taze olarak hazırlanabilir. Pişmiş çatniler bazen sebzelerden ve çoğunlukla da meyvelerden hazırlanır. Malzemelerin birbiri içinde absorbe olması ve çatninin kalınlaşabilmesi için uzun süre pişirmek gerekir. Taze çatniler pişirilmez. Taze malzemelerin dövülerek düzgün bir macun kıvamına gelmesiyle yapılır. Taze ya da pişmiş olsun tüm çatniler hem tatlı hem de acıdır. Aynı zamanda iştah açar ve sindirime yardımcı olur. Şrila Prabhupada şöyle demiştir: “İyi bir çatni o kadar acıdır ki zorlukla yersiniz fakat o kadar tatlıdır ki karşı koyamazsınız.” Bir yemek yanında bir-iki tatlı kaşığı ile pilavın yanında servis edilebilir. 



Pratikte her hangi bir elma çeşidinden iyi bir çatnisi olacağında şüphem yok. Sert, olgun olan elmaları seçin ve çok büyük olanları almaktan kaçının. Bu tarifi kullanarak şeftali, kayısı, mango ve böğürtlen gibi diğer meyvelerden de çatni yapabilirsiniz. Dilerseniz hing (şeytan tersi) kullanmayabilir ve damak zevkinize göre kuru çili biberi kullanabilirsiniz. 

Malzemeler:

• 6 tane orta boy elma
• 4 çorba kaşığı sıvı yağ
• 2 çay kaşığı rendelenmiş taze zencefil
• 2 tane 5 cm uzunluğunda çubuk tarçın
• 1 çay kaşığı anason tohumu
• 2 ya da 3 adet dövülmüş çili biberi kurusu
• 5 tane karanfil
• 1 çay kaşığı zerdeçal
• 1 tutam hing (şeytan tersi)
• 4 çorba kaşığı su
• 4 çorba kaşığı esmer şeker

Hazırlanışı:

Elmaları yıkayın, soyun ve çekirdeklerini ayıklayın. Sonra elmaları küçük parçalara kesin. Sıvı yağı bir derin bir tavada ya da tencerede kızartın. Yağ kızdığında zencefil, çubuk tarçın, anason tohumu, çili biberi ve karanfili atın. Anason tohumları kahverengileşinceye kadar ( yaklaşık 30 saniye ) kızartın. Hemen zerdeçal ve asafetidayı ekleyin, sonrasında elma parçalarını ekleyin. Elmalar kahverengileşinceye kadar 5 ya da 6 dakika karıştırarak kızartmaya devam edin. Sonra suyu ekleyin.

Tencerenin kapağını kapayın ve sık sık karıştırarak elmalar oldukça yumuşak kıvama gelene kadar 15 dakika yüksek ateşte pişirin. Tencere içinde elmaları ezin. Şekeri ekleyin, ateşi yükseltin ve çatni kalınlaşıncaya kadar devamlı karıştırın. Çubuk Tarçın ve karanfilleri çıkarın. Çatnimiz servise hazır. :) 

Sevgilerimle,

Pazartesi, Haziran 20, 2011

Yaşamın amacı nedir?


Herşey gerçekten anlamsız ve gelişi güzel olsaydı o zaman bu sorunun kendisi anlamsız olurdu. ‘Yaşamın amacı nedir?’. Fakat pratikte bazen çok açık olarak görülmese de her şeyin bir sebebi olduğunu deneyimleriz:
“Mutfağı kim böyle dağınık bıraktı?” (birisi yaptı)
“Ben değil.” (Ben olduğumu kabul etmek istemiyorum)
“Neden?” diye sormak bizim birşeylerin arkasında bir amaç olduğunu kabul etmemize yatkınlığımızı gösterir ve bir bilinç (ya da kişi) amacın arkasındadır.
Bir keresinde gazetecenin birisi Şrila Prabhupada’ya yaşamın amacı hakkında sorar ve Prabhupada’nın hızlı cevabı şu şekildedir: “Hayatın amacı keyif almaktır.”
anandamayo ‘bhyasat

Bizim spiritual doğamızın gerçek amacı zevki aramaktır. Herkesin yaptığı da budur.  Vedalar yaşamın amacı hakkında detaylıca bilgi verir: Krişna, Yüce Hoşlanıcı tüm sebeplerin sebebidir ve sınırsız keyifli ilişkiler içine girmek için kendisini limitsiz olarak yayar. Kirşna’nın yaptığı budur.
Eğer keyif almak istiyorsak, temel olarak iki yol vardır:
1) Ben merkezli yaklaşım
2) Mutlak Hakikat merkezli yaklaşım
İkinci yolda nihai bir yaratıcı ve yönetmeni kabul ederek, nihai amaç ile uyum içinde hareket etmeye bhakti-yoga; gerçek spiritual yaşam denir. Bunun sonuçları gerçekte sonsuz keyiftir.
Birinci yolda Tanrı kavramı ve nihai amaç yoktur ya da herşey benim hakkımdadır ve herşeyin benim istediğim şekilde olmasını ümit etmek vardır. Bunun sonucuda kısa surely mutluluklar ve sona erdiğinde depresyonlar kaçınılmazdır. Bu materyalistik yaşamdır.
Bu konu hakkında dahafazla bilgi için İngilizceniz var ise şu linke tıklayabilirsiniz: Bhagavad-gita, Chapter 15, verse 7 Veya bana ulaşarak Türkçe Bhagavad-Gita edinebilirsiniz.
Seviglerimle,

Pazar, Haziran 12, 2011

Adi Purusha Prabhu ile Türkçe Şrimad Bhagavatam Söyleşileri


Geçtiğimiz hafta Ukrayna’dan bir misafirim vardı.  Adi Puruşa Prabhu yoğun temposu içinde bizleri ziyaret etti. Kendisi Hindistan, Vrindavan’da VIHE (http://vihe.org/)  enstitüde eğitmenlik yapan Vedalar üzerine çok bilgili bir insan. Aynı zamanda çok iyi de bir kişi. 6-7-8-9 Haziran günleri Govinda İstanbul’da çok keyifli sohbetler ve paylaşımlarda bulunduk. Şrimad Bhagavatam’ın kendi ana dilimizde Türkçe bulunması bizler için büyük bir şans. Hem Adi Puruşa’nın anlattıklarını takip edebilme şansımız oldu, hem de Vedalar ile ilgilenen kişiler için inanılmaz derin bir kaynağa sahip olmuş olduk.

Söyleşilerimiz özetle Yüce Kişi ile bağlantımız, onunla olan bağlantımızı nasıl tekrar canlandıracağımız, yoga sistemleri, Şrimad Bhagavatam tanımlamaları, maha mantranın önemi, insanların egoları, en güçlü maddi güdülerimiz, ölüm ve korkularımız, Vedalara gore diğer gezegen sistemleri hakkında idi. Karşılıklı soru cevaplar sonrasında da mantra meditasyon uygulamaları yaptık hep beraber. Keyifli anları, keyifli insanlarla paylaştık. Çok güzel ruhlarla tanıştık. Umarım Adi Puruşa Prabhu yakın zamanda bizleri tekrar ziyaret eder ve hoş sohbetini çok özletmez.

Sevgilerimle.     

Salı, Mayıs 31, 2011

Türkçe Şrimad Bhagavatam



Bir kaç önceki yazımda vedik literatürünün özü kabul edilen Şrimad Bhagavatam’dan bahsetmiştim. Benim ve bazı arkadaşlarımızın rüyasıydı Şrimad Bhagavatam’ı kendi ana dilimizde okumak. Şri Guru ve Gauranga’nın merhametiyle spiritüel rüyalar gerçekleşebilir. Uzun süren bir çalışmanın meyvesini aldık ve Şrimad Bhagavatam, Birinci Şarkı – birinci bölümü Türkçe olarak basıldı. Nasıl mı oldu? Bahar festivali için Macaristan, Krişna Vadisi’ni ziyarete gitmiştim. Arkadaşlarım Şebnem, Engin ve Grace’te bana eşlik ettiler ziyaretimde. Maalesef çok istememize rağmen çeviri hizmetinde çok ciddi çalışan Nilüfer Mataji bizlere katılamadı. Bu çeviri kendisinin çok ciddi bir emeğidir. Ayrıca, Macaristan yatrasından Sundara-rupa Prabhu bize her zamanki gibi inanılmaz destek olarak, tam zamanında kitabı baskıdan çıkardı. Gaura Şakti Prabhu’nun yaptıklarından bahsetmeye bile gerek yok. O olmasa her şey rüya olmaya devam edecekti.
Gaura Şakti Prabhu festivalden bir gün önce odasına çağırıp baskıdan çıkmış kitapları gösterdiğinde nefesim kesilmiş ve söyleyecek bir kelime bulamamıştım heyecandan. Hala önümdeki baskıya baktıkça aynı heyecanı hissediyorum. Bu kesinlikle Şrila Prabhupada ve Şri Caitanya Mahaprabhu’nun merhametidir.
Manevi öğretmenim HH Srila Şivarama Maharaj’ın Vyasa Puja kutlaması gününde çok heyecanlanmıştım. Öğleden sonra Gaura Sakti Prabhu, Adi Radhika Mataji, tatlı kızları Hladini & Padma ve ben ilk Türkçe Şrimad Bhagavatam kopyasını Guru Maharaj’a sunduk. Unutulmaz bir andı. Gurudeva kitabı eline aldığında çok mutluydu. Daha sonra bu sene aldığı en güzel Vyasa-puja hediyesinin bu kitap olduğunu söyledi.
Artık Türkçe konuşan insanlar da Tanrının Yüce Şahsiyeti, Şri Krişna hakkında derin felsefi anlayışa sahip olma şansına sahipler. Bu kitaptan edinmek isterseniz lütfen benimle bağlantı kurun.

Şrimad Bhagavatam ki Jaya! Transandantal kitaplar ki Jaya! Şrila Prabhupada ki Jaya!

Sevgilerimle,