Cumartesi, Kasım 30, 2013

Zihin

Zihin bizim merkezi duyumuzdur. Görme, işitme, tat alma, dokunma ve koklama beş duyumuz
sürekli bilgi toplar ve bunları zihne gönderir. Zihnimiz bu gelen bilgiyi bizim dünyaya bakış açımıza göre ve hayattaki hedeflerimize göre kabul edilemz olarak iki kategoriye ayırır. Eğer biz bu dünyayı bir keyif alma aracı olarak görüyorsak ya da buna eğilimliysek zihnimiz duyularımıza zevk veren şeyleri kabul edecek ve zevk karşıtı herşeyi reddecektir.
Fakat bu maddi dünya sonsuz, bizim kontrol edemeyeceğimiz, tahmin edilemez hoşluk ve hoşnutsuzluk ortamlar karışımıdır. Geçici zevklere olan arzumuzun temelinde kararları zihnimize bıraktığımızda mutluluğumuzun hiç garantisi yoktur. Maddeyle çevrelenmiş bir zihin bizi kalıcı mutluluğa götüremez. Bunun için zihinlerimizi daha yüksek bir dünya görüşü temelinde kararlar verebilmesi için eğitmeliyiz.Yaptığımız her şey ve sonuçta başımıza gelen her şey hafıza suretinde zihnimizde depolanmaktadır. Zihnimizdeki izlenimler dünyaya bakış açımızı ve tavırlarımız etkiler. Bizim tavrımız zihnimizdeki daha ileri izlenimlerin sonuçlarıdır. Bu etki ve tepki döngüsü ya da karma Tanrı'nın temsilcileri ve kutsal metinler gibi zihnimizin maddi bildirimlerinden daha yüksek otoriteleri takip etmeye başlayana kadar devam eder. 
Bhagavad Gita'da Krişna'nın açıkladığı yoga sistemi özellikle Yüce Kişiye medite olarak ve zihnimize daha üstün bir bakış açısı vererek hayatımızı huzurlu hale getirmek için bir araçtır. Kutsal metinler Kirşna Bilincinin tüm mental aktivitelerin mükemmeliyeti olduğunu söyler. Zihin bu şekilde kontrol edildiğinde bizim en yakın arkadaşımız olabilir ve bizi hakiki mutluluğa götürür. O zaman biz bu dünyadaki acı ve zekin geçici gel-gitlerinden etkiklenmeyiz.
Krişna zihni kontrol etmenin kolay olmadığını söyler. Fakat bu pratik ve fedakarlıkla mümkündür. Her şey gibi zihnimiz de nihai olarak Mutlak Gerçek, Yüce Şahıs, Krişna'nın bir parçasıdır. Bu sebeple zihnimizi Yüce'ye özellikle de Krişna'nın isimlerini ve aktivitelerini duymak ve söylemeye odakladığımızda, zihnimiz de spiritüel olarak hareket etmeye başlar. O zaman spiritüel ilerlememize yardımcı olacak şeyleri kabul etmek ve olmayacakları reddetmek bir alışkanlık haline gelir. Huzurlu bir varoluşun keyfini çıkarır ve maddi zevk fikrinden uzak durarak, doğal olana ruh benliğin  ebedi zevklerine cezp oluruz.  
Çoğunlukla bilindiği şekilde ölerek maddi bedeni terk ettiğimizde hayatımız boyunca zihnimizin geliştirdiği bir sonraki durağımıza gideriz. Eğer hayatlarımız Krişna bilinciyle eğitildiyse varlığımızın endişesizliğin yeri, Vaikuntha olarak da bilinen  spiritüel dünyaya geri dönüşü için tüm olanaklar mevcuttur. Orada bu dünyanın sunamadığı devam eden mutluluğu buluruz.

Sevgilerimle,
Nrismha Krsna das

Cuma, Kasım 29, 2013

Şrimad Bhagavatam 1.Kanto ve Krişna Kitabı


Vedik Metinlerin ana dilimizde ne kadar az bulunabildiğini söylememe gerek yok. Hele hele güvenilir kaynaklardan olanların Türkçesini bulmak çok çok zor. Ne mutlu bize ki, Şri Şrimad Şrila Prabhupada'nın eşsiz çalışması vedik felsefe ve vedaların kreması olarak kabul edilen Şrimad Bhagavatam serisinin 1.Kantosunu 3 bölüm halinde ve 10. Kantonun öyküsel bir özeti olan Krişna Kitabı Türkçe olarak basıldı. Yani 4 yeni kaynak ana dilimzde meraklı okuyucularıyla buluşmayı bekliyor. Yeni kitapları Nişantaşı'ndaki merkezimizden alabilir ya da posta yoluyla adresininize yollayabiliriz. Bunun için benimle nrsimhakrsna@yahoo.com e-mail adresi üzerinden temasa geçebilir ya da 0532 5097196 numaralı telefondan görüşebilirsiniz.


Şrila Prabhupada ki Jaya!
Sevgilerimle,
Serhat

Pazar, Mart 10, 2013

Japa Meditasyon


Hepimizde bir sevme eğilimi var. Bu ruh için çok doğal olan bir şeydir. Ruh can Krişna’yı sever.

Koşullu var oluşta bu sevme eğilimi yanlış yönlendirilmekte, yönetilmekte, anlaşılmakta ve kullanılmaktadır. Kalplerimiz maddi enerji ile temasta olduğu için katılaşıyor ve kendi arzumuzla Krişna’dan uzaklaşıyoruz.

Kali Yuga çağında ruhun hissettiği baskın Tanrı sevgisini uyandırmanın yöntemi kutsal isimleri söylemektir. Kutsal isimler kalbi temizler ve açar. Mantra söylemek bu yöntemdir.
Mantra söylemek bir duadır. Krişna’ya onunla bir ilişkiye sahip olmak için yapılan bir dua. Maha Mantra “lütfen beni Senin hizmetinde meşgul et” anlamına gelir. Krişna’nın hizmetinde olabilmek için Krişna ile ilişkide olmanız gerekir. Bizler hizmetkarız. Biz Krişna ile hizmetkar olarak ilişkideyiz. Japa uygulaması yaptığımızda aslında Krişna’dan O’nunla ilişkide olabilmemiz için izin istiyoruz.
Krişna tüm canlı varlıkların arzularını yerine getirir. Kalbimizde ne arzu var ise Krişna bunu bilir. Japa meditasyonu yaptığımızda kaplerimizi açma arzusu olursa bu bize Krişna ile olan ilişkimizin yeniden canlanmasında yardımcı olur. Bu uygulamada sadece mantra söylemiyoruz, aynı zamanda yakarıyoruz.
Kalbi bu şekilde yönlendirerek adanmayı da mantra içine katarsak japa uygulaması daha da kuvvetli olur. Şöyle düşünün: Bir şeyin çok olmasını istiyorsunuz ve bunun için dua edeceksiniz. Bunu nasıl yaprdınız? Duanız sırasında aynı anda 20 farklı şey düşünürken sıradan bir şekilde onu istediğinizi mi söylerdiniz? Bence hayır. Gerçekten isterseniz, ona odaklanır ve tüm kalbinizle duanızda isterdiniz.
Koşullanmış durumda Krişna’yı bu şekilde istemek çok zordur. Tüm diğer şeyleri arzulauyoruz ve kalplerimizi onları elde etmek için yönlendiriyoruz. Spiritüel hayat hakkında daha ciddi olmaya başladıkça hayatlarımızdaki maddi şeylere karşı arzular azalır. İnce şeylere daha fazla ilgi duymaya başlarız. Hepimizin arzuları var. Bu arzularımızı kalbimizden içtenlikle dua ederek Tanrı aşkı için yönlendirebiliriz.
Yine de hepimizin Krişna’yı sevme arzusu var. Mantra söylediğimizde kalplerimizi Krişna’ya açmaya odaklanarak O’nunla ilişki kurmak için dua edebiliriz. Mantrayı söylerken bunu sahip olduğunuz samimiyet ve adanma ile Krişna’ya dua haline getirin. Arınmaya istekli olun. Krişna’yı sevmeye istekli olun. Maddi bağımlılıklardan kurtulmaya istekli olun. Bu isteklilik kendiliğinden Krişna’yı sevme arzusunu doğuracaktır. Bizler Krişna’yı sevme azrumuzda saflaşana kadar bu aşk isteklilik olarak ortaya çıkacaktır.
Krişna, Sana teslim olmayı istiyorum. Sana hizmet etmek istiyorum. Seni sevmeyi istiyorum. Arınmayı istiyorum. Maddi bağımlılıklarımdan kurtulmayı istiyorum. Seninle olan ilişkimi geliştirmek istiyorum.
Bu arzu japa meditasyon yaparken Krişna’ya dua formunu alır. Bizler sadece istekli olarak kalplerimizi bunun içine sokmalıyız.
Japa meditasyon adanma, aşk, ve kalbten gelen istekle yapıldığında çok daha etkilidir.


Söyleyin ve mutlu olun:

Hare Krishna, Hare Krishna, Krishna Krishna, Hare Hare
Hare Rama, Hare Rama, Rama Rama, Hare Hare

Yakında Japa meditasyon atölyelerimiz başlayacak. Duyurularımızı takip ediniz.  


Sevgilerimle,
Serhat

Pazar, Şubat 17, 2013

Samosa (Hint Böreği) Tarifi


Bugün sizlerle Govinda İstanbul açıldığından beri menümüzde bulunan ve en sevilen tabaklarımızdan birisi olan samosanın tarifini paylaşmak istiyorum. İsterseniz yağda kızartmak yerine, fırında pişirilebilir bir tariftir. Verdiğim tarif vegandır yani içinde hiç bir hayvansal malzeme yoktur. Üşenenler samosa menüsünü Govinda İstanbul'da 10 TL ödeyerek  deneyebilirler. www.govindaistanbul.com 


İç malzeme:
2 kap 0,5 cmlik küpler halinde doğranmış patates
1 kap taze bezelye içi
1 çay kaşığı kimyon tohumu
1 çay kaşığı rezene tohumu
1 çay kaşığı cemenotu tohumu
1 adet 3.75cm boyunda çubuk tarçın
1 çay kaşığı kişniş
3 çorba kaşığı sıvı yağ
1 çay kaşığı zerdeçal
2 kap ince karnabahar çiçekleri
2 çorba kaşığı tohumları alınmış ve doğranmış yeşil biber
2 çay kaşığı rendelenmiş taze zencefil
2 çorba kaşığı rendelenmiş hindistan cevizi
½ çay kaşığı asafetida tozu (şeytan tersi)
½ çay kaşığı arnavut biberi tozu
1 çay kaşığı garam masala
2 çay kaşığı tuz
1 çorba kaşığı limon suyu
2 çorba kaşığı dövülmüş, kavrulmus tuzsuz fıstık
2–3 çorba kaşığı doğranmış taze kişniş yaprağı
Kızartma için sıvı yağ


Hamur:
3 kap un
2 cay kaşığı tuz
½ bardak sıvı yağ
¾ bardak ılık su



İçi hazırlamak için:
Patatesler ve bezelyeleri farklı küçük tencerelerde yumuşayıncaya kadar haşlayın. Suyu süzün ve sebzeleri bir kenara alın.
Kimyon, rezene, çemen otu tohumları ve çubuk tarçını bir baharat ya da kahve öğütücüye koyun ve toz haline gelene kadar çekin. Bu çekilmiş baharatlara toz kişnişi ekleyin ve bir kenara alın.
1/3 bardak yağı 3250 ml’lik bir tavaya, ya da derin bir kızartma tavasına orta ateşte koyun. Yağ kızınca zerdeçal tozunun ve karnabahar çiçeklerinin yarısını tavaya koyun. Karnabaharı bir iki kere çevirerek hafif altın sarısı rengine gelene kadar kızartın.Delikli bir süzgeç kepçe yardımıyla karnabaharları tavadan alıp küçük bir kaba koyun. Sonrasında kalan karnabaharları da kızartın.

Sıcak yağ hala tavadayken ısıyı düşürün. Tavaya biber ve zencefili koyun ve bir iki dakika aromasını verene kadar soteleyin. Rendelenmiş hindistan cevizini ekleyin ve hafif altın sarısı rengini alana kadar karıştırarak kızartın.  baharatlar ve ilave olarak arnavut biberi tozu, kalan zerdeçal tozu, garam masala, tuz, şeker, limon suyu, fıstık ve taze kişniş yapraklarını tavaya serpin.
Güzelce karıştırın, sonrasında dikkatlice bezelyeler, patatesler ve kızarmış karnabahar çiçeklerini ekleyin. Her şeyi iyice karışana kadar dikkatlice kombine edin. Hazır olan samosa içini soğumak üzere bir kenara koyun.

Hamuru hazırlamak için:
Un ve tuzu büyükçe bir karıştırma kabında birleştirin. Sıvı yağı da ekleyin ve parmak uçlarınızla karışım tamamen birleşene ve ekmek kırıntılarına benzeyene kadar ovalayın.
3250 ml ılık suyu ekleyin ve yoğurmaya başlayın. Kalan suyu azar azar hamur yapışmaz, yoğrulabilir ve orta yumuşaklıkta bir hale gelene kadar ekleyin. 8 dakika boyunca ya da hamur ipeksi yumuşakliğa ve esnekliğe gelene kadar yoğurun. Bir kumaş parçası ile üzerini örtün ve 30-60 dakika bir kenara dinlenmeye bırakın.

Samosaları hazırlamak ve pişirmek:
Samosa içini 24 çorba kaşığı boyutunda parçalara bölün.
Hamuru elden geçirip yoğurun ve 40 cm boyunda bir halat boyutunda rulo hale getirin. 8 eşit parçaya kesin. Her bir hamuru düzgün bir topa şekillendirin. Her seferinde bir parça hamur üzerinde çalışarak topları yassılaştırın. Sonrasında hafifçe unlanmış bir yüzey üzerinde 16,5 cmlik ince birer disk elde edin.
Yuvarlak şekillenen hamurları eşit büyüklükte üçgenimsi dilimler elde etmek için üç parçaya kesin (üçgenlerin bir tarafı yuvarlanacak). Bir parmağınızı suya batırın ve hamurun tüm kenarlarını ıslatın. Hamurun bir bölümünü havaya kaldırın ve diğer iki kenarı bir koniye şekillenecek gibi birleştirin. Hamurun kapanmasının çok güvenli olması şarttır. Aksi takdirde samosa içi kızartma süresince boşalacaktır.
Bir porsiyon içi hamurun dörtte üçünü kaplayacak şekilde koni içine doldurun. Hamurun iki açık kenarını bir araya getirin ve çok güvenli bir şekilde birleştirin. Piramit şekilli bir hamur elde etmeniz gerekiyor. 24 tane samosayı aynı şekilde doldurun.
6.5–7.5cm yüksekliğinde yağı 185 C’de derin bir tavada yüksek ısıda kızartın. Bir seferde 4 ya da 6 (veya tavanızın büyüklüğü elverdiğince) samosayı yağa atın ve 4-5 dakika altın sarısı rengini alana kadar kızartın.
Samosaları yağdan alın ve kağıt havlu serilmiş bir yüzeye koyun. Bu işlemi tüm samosalar için tekrar edin ve sıcak ya da ılık olarak servis yapın.

Afiyet Olsun!

Sevgilerimle, Serhat Şen