Cuma, Haziran 12, 2015

Mutlu benliğimiz!

Birçok insan mutlu olma arzusunun yaptığımız her şeyin arkasındaki temel güdü olduğu fikrine katılacaktır. Bencilce veya merhamet ve yardım etme duygusuyla yaptığımız hareketlerden tatmin olmak istiyoruz. İnsanlara hayattan beklentilerinin ne olduğu sorulduğunda genelde verilen cevap şudur: “Sadece mutlu olmak istiyorum.”
Krişna bilinci felsefesinin temel noktası gerçekte kim olduğumuzu bilmezsek mutlu olamayacağımızdır.
Yüce bilge Sanatana Goswami bu fikrini Şri Çaitanya Mahaprabhu’ya sorarken belirtmişti: “Ben kimim? Neden bu ıstırap üçlemesi (bedenim ve zihnimden, diğer canlı varlıklardan ve doğadan kaynaklanan) beni her zaman rahatsız ediyor? Bunu bilmezsem nasıl yararlanabilirim ki?” (Caitanya-Caritamrita, Madhya Lila 20.102)
Birçok kıta sonra Rab Caitanya, bilge Sanatana’ya benliğin doğasını açıklar: “Krişna’nın hizmetkarı olmak canlı varlıkların yapısal durumudur çünkü canlı varlık Krişna’nın marjinal enerjisidir ve tıpkı bir güneş ışığı veya ateşin moleküler parçası gibi eş zamanlı olarak Rab ile hem bir, hem de Ondan farklı bir oluşumdur.”
Tanrı ile adananı arasındaki bu değiş tokuş geniş kapsamlı felsefi görüşlere sahiptir. Her şeyden önce bilge Sanatana’nın sorusu hepimizin tarafından sorulması gereken sorudur. “Neden acı çekiyorum?” Aradığımız mutluluk her zaman ulaşabildiğimizin ötesinde. Bizi mutlu edeceğini düşündüğümüz bir şeyleri arzuluyoruz fakat arzularımıza eriştiğimizde bu bize yeterli gelmiyor. Daha fazla bir şeylere  ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Bu sürekli tatminsizlik bizim acılarımızın bir kısmıdır.
Rab Caitanya benliğin doğasını açıklayarak neden acı çektiğimiz sorusuna cevap verir. Çünkü gerçekte kim olduğumuzu unutmuş durumdayız: Krişna’nın ebedi hizmetkarı ve O’nun parçalarıyız. Kendimizi maddi bedenlerle kimliklendiriyoruz ve acılarımız bu yanılgıdan ortaya çıkıyor. Bedenlerimiz hastalanıyor, yaşlanıyor ve ölüyor ve biz bunun bizim başımıza geldiğini düşünüyoruz.
Bütün mutluluğun kaynağı Krişna’nın bir parçası olan spiritüel varlıklar olan bizler de saf orijinal halimizde mutluyuzdur. Bu yüzden mutlu olma girişimlerimizdeki birçok hayal kırıklığına rağmen, asla bundan vazgeçmeyiz.

Bhakti yoga uygulamaları bizim hafıza kaybımızı, gerçek kimliğimizi unutkanlığımızı tedavi etmek ve varoluştaki saf halimize döndürmek içindir. Tedaviye başlamak için hastalığımız hakkında bilgi sahibi olmalıyız. Sonrasında, her hasta gibi doktorun yani manevi öğretmenin tavsiyelerine uymalıyız.

Manevi öğretmen bize belirli şeyler yapmamızı ve diğerlerinden uzak durmamızı söyleyecektir. Örneğin, tıbbi tedavilerin genellikle beslenme kısıtlamaları vardır. Spritüel hafıza kaybını tedavide kullandığımız bhakti yoga sisteminde et, balık, yumurta yemeyi bırakıyoruz ve prasada diyetini kabul ediyoruz. Aynı zamanda kumar, uyuşturucu ve evlilik dışı cinsellikten uzak duruyoruz. Tedavinin bu bölümleri ise asıl ilacın etkisini arttırmayı garantiler. Asıl ilaç Krişna’nın kutsal isimlerini duymak ve söylemektir:

Hare Krişna Hare Krişna Krişna Krişna Hare Hare
Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hare Hare
  
Mutluluk arayışında insanlar bazen kendilerine uygun bir din seçerler. Maalesef, çoğu insan dışsal faktörlere göre kuralları kabul eder ve gereksiz gibi görünen uygulamaları tavsiye eden Tanrı’ya giden yolu reddeder.
Bununla birlikte, Bhakti yoga pratisyeni olan bizler gerçek benliğimizi keşfetmemize ve tamamıyla mutlu ve tatmin olacağımız spiritüel dünyaya geri dönmemize yardımcı olacağını bildiğimiz kısıtlamaları kabul ederiz.
Sevgilerimle,
Nrsimha Krsna das (Serhat Şen)
Not: Prasada Krişna’ya sevgi ve adanmışlıkla hazırlanan yiyecek demektir.