Pazar, Mart 18, 2012

Mayapur Seyahati 2012

İlk seyahatimi 2006 yılının Mart ayında yapmıştım bu gizemli ülkeye. Sonrasında benim için vazgeçilmez bir tutku olmuştu Hindistan seyahatleri. Özellikle de Mayapur ve Vrindavan şehirlerine olanlar. Her ziyaretim öncesi duyduğum heyecan, tutku ve ilahi topraklarla kavuşma özlemi katlanarak büyüyor. Bunu bu seyahatimde fark ettim. Aslında Hindistan değil beni çeken, ilahi topraklarda adananlarla birlikte o büyük coşkuyu yaşamak sanırım. Bu sene yola çıkarken yanımda Gaura Şakti Prabhu'nun da olması daha da bir heyecanlandırmıştı belki beni. Spiritüel yaşamımda çok özel bir yeri olan şikşa gurum... Bu sene buradan toplam beş kişilik bir topluluk ile yola çıktık. Yolculuk Kalkuta'ya kadar çok güzel oluyor her zaman. Delhi'de Krisna Caran Prabhu ile bulustuk. Havalimanlarında fazla beklemeden Kalkuta havalimanına vardık. Kalkuta - Mayapur yolu ise maceralarla dolu bir yol. İnsanların Hindistan'da çok iyi araba kullandıklarını söyleyemem. Trafik tam bir keşmekeş. Bizim gittiğimiz yol ise şehirden küçük bir kasabaya giden iki şerit gidiş-geliş bir yol ve herkes bir birini sollamaya pardon trafik tersten akıyor sağlamaya çalışıyor. Bu da çok heyecanlı enstantaneler ile karşılamanıza neden olabiliyor. Yolun bu kısmı fazlasıyla heyecanlı. Hele hele ilk defa gidenler için fazlasıyla korkutucu olabilir. :) Ama gideceğimiz destinasyona yaklaştıkça beliren resimli tabelalar (Iskcon Mayapur) heyecanımı dindiren görüntüler oluyor her defasında. Kaldığımız yer Iskcon'un merkezi kabul edilen Mayapur kampüsü.  www.mayapur.com Kampüs içinde çeşitli konaklama yerleri var. Fakat festival zamanı bütün dünyadan adananlar geldiği için kampüs içinde kalacak yer bulmak gerçekten çok zor. Biz bu ziyaretimizde Goşhala'nın tam karşısında yer alan Vaişnava Akademi'de konakladık. Goşhala Sanskirtçe bir kelime ve inek evi demek. Mayapur'un eşsiz güzellikteki inekleriyle komşu idik. İnek evinden gelen koku zihninizi temizlemeye yetiyor. O kadar saf ve doğal ki! Seslerinden bahsetmiyorum bile. Gerçekten anlatılmaz yaşanır. 
Varış yaptığımızda hava sıcaklığı 32 C civarındaydı ve tüm seyahatimiz süresince sıcaklık 30-35 C civarında oldu. Varışımızın hemen ertesi günü Iskcon Navadwipa Mandala Parikrama başladı. Festivalin en sevdiğim bölümlerinden bir tanesi. Navadwipa dokuz tane küçük adadan oluşan bir yerdir ve her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden gelen adananlar hep beraber bu dokuz adayı yürüyerek ziyaret eder. Bu sene Iskcon parikramında yaklaşık altı bin kişi vardı ve parikrama gruplarını dörde bölmüştü oragnizasyon komitesi. Yani her bir grup yaklaşık bin beşyüz kişiden oluşuyordu. Bu dokuz adanın her birisi adanma hizmetinin dokuz yönteminden birisini temsil eder. Bu dokuz yöntemi şöyle sıralayabiliriz.

1. Duymak (sravanam)
2. Mantra söylemek (kirtanam) 
3. Hatırlamak (visnu smaranam)
4. Rabbin Lotus ayaklarına hizmet etmek (pada sevanam)
5. Murti ibadeti (arcanam)
6. Dua etmek (vandanam)
7. Talimatları yerine getirmek (dasyam)
8. Bir arkadaş olarak hizmet etmek (sakhyam)
9. Tümüyle teslimiyet (atma nivedanam)
Yürüdüğümüz topraklar Gaudiya Vaişnava geleneğine göre kutsal sayılan topraklar olduğu için bizler için bu topraklarda yürümenin verdiği huzur en üst seviylerde olur. Benim içinde çok huzurlu ve coşku dolu bir parikrama oldu. Her gün ayrı bir ada, her gün yep yeni paylaşımlar ve öğretiler. Tanımadığınız ama bakınca sanki asırlardır beraber yaşadığınız insanlarla olmanın verdiği mutluluk! Zaman kavramı yok. Sadece sevgi var, aşk var, kirtan var! Hare Krişna Hare Krişna Krişna Krişna Hare Hare Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hare Hare. Tam bir hafta süren inanılmaz bir deneyim altı bin kişilik grubun Caitanya Mahaprabhu'nun belirdiği kutsal yer Yogapit'te kucaklaşmasıyla son buldu.  Aslında bu ziyaretimizin amacı Gaura Purnima festivali yani Caitanya Mahaprabhu'nun beliriş günü kutlaması idi ve zaman yaklaştıkça herkesin heyecanı daha da artıyordu. Şrila Prabhupada'nın festivaller hakkında şöyle bir konuşması aklım geldi yazarken: "-Utsava priya manavha- diye bir söylem vardır. İnsanlar festivalleri severler. Festivallere olan merakımız bize bir mirastır çünkü Spiritüel Dünya'da her gün bir festival, her adım dans ve her söz şarkıdır." Yaşadıklarımızı çok güzel özetleyen bir açıklama. Parikrama mabede müthiş coşkulu bir kirtan ile döndü. Mabedde kirtan, dans ve coşku saatlerce devam etti. 
Kalan bir haftalık sürede her gün ayrı bir festival vardı. kampüs içinde kutlamalar devam etti. 

- Radha Madhava Bot Festivali
- Şantipur Festivali 
- Ganga Puja
- Ratha Yatra Festivali 
- Gaura Purnima Festivali 
- Jagannath Misra'nın Ziyafeti 

Yani anlayacağınız her günümüz neşe dolu geçti. Ganj'ın kutsal sularında ve kenarında geçirdiğimiz vakitler zaman kavramının yok olduğu anlardı. Tıpkı Bhaktivinode Thakur'un evini ziyaretimizdeki japa meditasyonumuzdaki gibi. Zaman kavranamaz şekilde hem çabuk, hem de çok yavaş ilerliyordu.  Sabah 03.30 da derin meditasyon ile başlayan günlerimiz 21.30 civarı odalarımızda son buluyordu. 
Festivalin en güzel taraflarından birisi de Manevi Öğretmenim HH Şivarama Swami ile buluşmamızdı. Dönmemize yakın bir zaman kala kendisi bir kaç Macar adanan ile birlikte Mayapur'a geldi. Çok özel anlar yaşadık. Akşamları teras bhajanları ise muhteşemdi. İlk akşam bhajanını siz de dinleyebilirsiniz. Bu siteden dilediğiniz gibi hem ücretsiz indirebilirsiniz, hem de online dinleme şansınız olur.  http://www.sivaramaswami.com/en/2012/03/07/first-evenings-bhajans-in-mayapura/

Ayrılık vakti geldiğinde ise coşku yerini hüzüne bıraktı. 15 günlük seyahatimiz benim için fazlasıyla kısaydı. İstanbul'a döndüğümüzde bizi karlı bir hava karşılamıştı ve yaklaşık otuz derecelik sıcaklık farkı ciddi bir adaptasyon problemi doğurmuştu. Gelişimiz üzerinden bir hafta geçti ve daha yeni yeni kendime gelebiliyorum. Bir sonraki yıl bu toprakları tekrar ziyaret edebilme umuduyla yaşıyorum. Belki seneye siz de bana eşlik eder, bu tarifsiz deneyimi yaşama şansına sahip olursunuz...   

Hare Krişna!